Tam yirmibeş yıl sonra(1994-2019), değerli partnerim Emre Altoparlak ile girip denediğimiz fakat devam etmeyip döndüğümüz duvar rotasını tamamladım, Serhat Alkivilcim ile. Nasıl mutlu oldum, nasıl anlamlandım anlatamam. Gerçekte konsantre olamayacak kadar içdünyası karışık bir halde…
Komik bir şekilde Dipsiz Göl tarafında tırmanacakken, arabamın Sokulupınar’dan Arpalık Yayla’ya tırmanamamasıyla orada Sokulu’da kaldık ve hedefi değiştirerek, Narpuz Vadisi’nden girerek bir anda buraya Kızılkule’ye yöneldik. İşte ben!
Zihnimdeki onyılları aşmış merak: devam edebilseydik Emre ile karşımıza ne çıkacaktı bu rotada? Artık buna yanıt bulabilecektim belki de… tırmanabilirsek… Çünkü berbat durumdaydım! Dağcılığı bırakmalı mıyım? Yaşantım boyunca bana güç veren öfkemle beraber? Şu bolca parlatılan ve gözümüze sokulan turistik dağcılığı yapamayacağıma göre! Tanrım, geçmişte neler yaptım! God save Us!
Artık teslim mi olmalıyım, zavallı bulduğum insan döküntüleri gibi sefil bir yaşama adım atarak? Formal hayat… Formaldehit! insan odaklı sefih/maddi bir hayat… Oysa ki insan insanı nasıl da yere serer. Herneyse, çıktık, bitirdik onu: Duvarı! Gene ölmek üzere.
Sabah dört’te kalk, dağın/rotanın dibine yürü-gerçekte Kızılkule Bozkaya Dağı’nın alt parçasıymış-o zamanki(25 yıl) korkunu bir kez daha yaşa, tırman! Serhat harikaydı, destek ötesi bir partnerlik ? Onüç saat sonra uzun süren yorucu tırmanış ve inişle beraber arabadaydık, medeniyette!!
İtalyanlar’ın rotayı terkedip/tamamlayıp indiği, bizim şansa yaslanıp geçebildiğimiz ölümcül pasaj sonrası…
“Serhat, bir çocuğun olsa asla bu pasajı çıkamazdın!”.
Biz neden dönmüşüz henüz elli metre tırmanıp, yirmibeş yıl önce? Bunu anladım, çıkıp inince; VI, A1(yapay) ötesi bir zorluk! Birçok kez olan, ünlü bir dağcının da söylediği: “Başıma gelecekleri bilsem bu rotayı çıkmazdım!”.
Biz A1 yapmadık, rotayı geri inmeden zirveye bağladık, yedibuçuk saatlik üst kısmı korkunç tırmanışın üzerine… Bir de dağcılığı daha da duyumsamak için(!) sırttan ana zirveye, Bozkaya zirvesine yürüyerek.
Yani?… Bu çok zor oldu! Diğerleri gibi. Yaklaşık kırk yıldır tekrarı olmayan bu muhteşem İtalyan rotası(Sergio di İnfanti, Sandro Mitri, 1971?) üstüne eklediğimiz korkunç ekle bitti(artı yüzelli metre cehennem!). Kolay gelsin!
Yaşantımdaki ilk duvar denememdi!.. Yirmili yaşlar, Walkman’imde Led Zeppelin, House of the Holy ile…
Bu sırt rotası ile Fransız Alplerinde tırmanışa hazırlandım, ama gitmeyeceğim. “Korkuyorum!”
-
Serhat muhteşem sırtta -
Narpuz vadisi girişi/ Demirkazık Güney-Doğu Sırtı karşısındaki sağda rotamız Kızıl Kule ve devamı… -
Arkada İtoturumu kulesi, rotamızda -
Rotanın en ciddi etaplarından… Gerçek kızılkuleye gidiş -
Arkada Demirkazık, zirve. Serhat Alkıvılcım ve ben